29 Eylül 2010 Çarşamba

Duru'nun doğum günü

Durucuğum beş yaşını bitirdi. Dün akşam geniş aile bir kutlama yaptık. Perşembe günü ise kendi arkadaşları gelecek. Bir evde tam on dört çocuk!! Üstelik bizim evde! Hazırlıklar devam ediyor...

Dün geceden en çarpıcı iki sahne;
babaannesi "Ben bir şey almadım, kızım" diye şaka yapınca "Üzülme, sen de annemin elindeki torbalardan birini verirsin" demesi ve babasının hediyesi olan pamuk prenses ve sindrella kostümünü (çift taraflı giyilenlerden) görünce gösterdiği müthiş sevinçti. Ne büyülü bir şey!

Beni düşündüren ise okuldan eve dönerken ona ne aldığımızı sorduktan sonra söylediği şu sözler oldu:"Aslında benim bir şeye ihtiyacım yok. Benim her şeyim var."

Bu duruma sevinmeli miyim, üzülmeliyim bilemedim. Duru'ya hiçbir zaman her istediğini almadık. Dün aldıklarımız hep çok istediği ve istediği sırada alınmamış hediyelerdi ama.. Yine de bir çocuğun çok arzu ettiği, beklediği hatta sayıkladığı (biz belki burada zayıf kalıyoruz) ve onun için çaba sarfettiği bir şeyler olmalı... Gelecek sene alacağımız hediyeler böyle hediyeler olmalı.

1 yorum:

  1. Bence sevinmelisin. Hayat insana her istediğini sunmuyor çünkü. Ama paragrafın geri kalanında da haklısın. Bizi her zaman şımartmayan hayat, bir gün bir de bakıyoruz en çok istediğimiz şeyleri kapımıza bırakıveriyor. Seneye Duru'cuğumun kapısına da sayıkladığı bir şeyleri bırakabilir. Tiyo alayım?... :)))

    Şeyda

    YanıtlaSil