Duru büyüdükçe daha çok karşı karşıya kalıyoruz. Her geçen gün "hayır"la biten diyaloglar artıyor.
-Anne, dizi seyretmek istiyorum.
-Hayır.
-Anne, ellerimi yıkamak istemiyorum.
-Hayır.
Bu hayırların karşısında ağlama, küsme, inatlaşma gibi tepkiler ise oldukça sinir bozucu oluyor. O böyle davandıkça ben inat ediyorum, ben inat ettikçe o gerginleşiyor. Tam bir kısır döngü.
Beş yaşında böyleyse ergenlikte nasıl olur diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Kapıların çarpılması, bir şeylerin gizli saklı yapılması, kayıtsızlık gözlerimin önüne geliyor. Korkuyorum. Bunun yerine anne olarak bir adım önde olmak zorundayım diye düşünüp, çocuk için etkili silahı yani oyunu kullanmaya karar verdim.
Sert bir ifadeyle söylenen "Dizi seyretmeyeceksin" cümlesi yerine üstünde fazla durmadan "Bu dizi senin yaşına uygun değil" deyip çok isteyeceği bir oyun sunmakla başladım. Ben el işi kağıtlarıyla kart yapmayı önerdim. Çok işe yaradı. Şimdi televizyonun karşısına geçmesine fırsat vermeden bunu önermeye çalışıyorum.
"Ellerin çok kirli, yıkamalısın" yerine ellerini yıkadıktan sonra kurulamayıp birbirimizi ıslatalım mı diye bir teklif sundum. Bu fikir de Duru tarafından çok eğlenceli bulundu.
Böylece anne-kız çatışmasının ilk aşamasını atlatmış olduk. Ama sanırım diğer aşamalar bu kadar kolay olmayacak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder