20 Eylül 2010 Pazartesi

Çocukla Tekne Tatili

Dün bir haftalık tekne tatilimizden döndük. Geçen sene de gözümüzü karartıp Duru ile tekne turuna çıkmıştık. "Biz mi çocuğa uyacağız, çocuk mu bize?" ikilemini kırdığımız için çok mutlu olmuştuk. Duru'yla sadece yazlığa ve tatil köyüne gitmek zorunda değildik artık.

Geçen sene Duru dört yaşında olduğu için çok daha hareketliydi. Teknenin kenarları da boş olunca iyice evham yapıp pek oturamamıştım. Ona rağmen şikayetçi değildim. Çünkü.....

Birincisi, teknede hep denizdeydik. Plaja giderken taşımak zorunda olduğum içinde a'dan z'ye yiyecek, giyecek, kürek, kova vs. her şeyin bulunduğu bavulu (çanta diyemeyeceğim) taşımak zorunda değildim.
İkincisi, teknede de yemek yapma derdi yoktu. Yemekler hazırlanıp önünüze geliyordu. Üstelik restauranta yürümek zorunda da değildik.
Üçüncüsü denize de istediğimiz zaman giriyorduk. Koylar pırıl pırıl, güneşlik gölge derdi yok. Her yer güneş, her yer gölge. Su soğuyunca denizden çıkar çıkmaz sıcak duş iki adım ötede.
Dördüncüsü kalabalık ve geniş aile olarak gittiğimiz için amca, abla, abi, teyze çok olduğu için herkes Duru'yla çok ilgilendi. Duru herkesle teknenin bir kenarında balık tuttu.
Son olarak akşam Duru erken uyuyunca odaya kapanma derdimiz yoktu. Her türlü aktiviteye katılma imkanım da oldu.

Bu keyifli tecrübeden sonra bu eylül daha geniş bir ekiple daha büyük bir tekneyle Marmaris'e gittik. Böylece biz hiç sorun yaşamasak da teknenin dezavantajlarını gözlemledim.

Geçen sene Göcek koylarındaydık. Göcek'te deniz yılın bu zamanında daha sıcaktı. Bu bizim için sorun olmadı, çünkü Duru Ayvalık'ın soğuk sularına alışık.
Hareket halinde çok rüzgârlı oluyor. Annem olsa "çocuk zatürre olacak" diye beni yer bitirirdi.
İlk gün çok dalga vardı. Birkaç kişiyi deniz tuttu, başı ağrıyanlar hatta midesi bulananlar oldu. Duru neyseki bizim gibi hiç etkilenmedi.
Kamaralar çok küçük. Darlık hissiyle bunalıp battaniyesini alan güvertede uyudu. Biz Duru'yla rahatsız olmadık.
Duru tek çocuk olduğu için kaptan bile "Teknede çocuk var mı yok mu anladım, bu çocuk bu dar alanda nasıl sıkılmadı" dedi. Gerçi ben farklı aktiviteler konusunda donanımlıydım. Boya kalemleri, aktivite kitapları, birkaç oyuncak, şarkılar... Birden fazla çocuk olsa kavga gürültü, taşkınlık olur muydu, bilemiyorum.
Bizim için tek sıkıntı, yüzme kursunda yeni yüzme öğrenmişken Duru'yu on metre derin sularda kolluksuz bırakmaya cesaret edemeyişim oldu.

Gelecek sene de tekne turu mu? Biz varız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder